Rivayet o ki;
Salı günü İstanbul fethedilir, Cuma günü Ayasofya cumaya hazırlanır.
Sultan Fatih, Cuma namazını kıldırmak için mihraba geçer.
“Allahu Ekber!” der, on saniye duraksayıp tekrar “Allahu Ekber!” der.
Düşüncelidir Sultan Fatih. On, on beş saniye sonra tekrar “Allahu Ekber!” der.
Namaz bittikten sonra hocası Akşemseddin, Sultan Fatih’in yanına gelir:
“At üstünde kılıç çalan sen! Nefsinle mi oynadın? Neden üç defa tekbir aldın? Biz üç tekbir ile bayram namazı kılıyoruz.” der.
Sultan Fatih, hocasına dönerek:
“Hocam! Hocam! Ne at üstündeydim, ne de Bizans’a kılıç çalıyordum. Asırlarca bu mabette aksi istikamete ibadet yapıldı. Bizler bunun kıblesini çevirdik. ‘Allahu Ekber!’ dedikten sonra tam kıbleye isabet etti mi diye içime şüphe düştü. Yeniden ‘Allahu Ekber!’ dedim ancak o şüphe gitmedi içimden. Üçüncü defa tekbir aldığımda Cenab-ı Allah Kâbe’yi önüme koydu ve ben de namaza devam ettim.” dedi.