Hz. Osman, Müslümanlara bağışladığı Rume Kuyusu’ndan bir damla su bile alamıyordu. Günlerdir kuşatma altındaydı ve ona yiyecek veya içecek hiçbir şey vermiyorlardı. Yine çarşambayı perşembeye bağlayan bir gece, oruçlu halde Kur’an-ı Kerim okurken uyuya kaldı. Uyandığında yüzünde bir tebessüm vardı. Eşi Naile, şaşkınlıkla sordu:
“Ey Osman, günlerdir yüzün gülmüyordu. Ne oldu da gülmeye başladın?”
Hz. Osman tebessüm ederek gördüğü rüyayı anlatmaya başladı:
“Rüyamda Peygamber Efendimizi (sav) gördüm. Beni alıp bir koridordan geçirdiler. Karşımda bir nur vardı, baktım ki Peygamber Efendimiz (sav). Yanında Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer de vardı. Peygamber Efendimiz (sav) beni görünce, ‘Geldin mi Ya Osman?’ dedi. ‘Geldim Ya Resulullah,’ dedim. ‘Seni susuz mu bıraktılar? Aldığın Rume Kuyusu’ndan sana bir damla su vermediler mi? Seni aç mı bıraktılar?’ buyurdu. ‘Evet Ya Resulullah,’ dedim. ‘Öyleyse orucunu bozma Osman, akşam seni iftara bekliyoruz,’ buyurdu.”
Hz. Osman, bu rüya ile müjdeyi almış, sabırla iftar vaktini beklemeye başlamıştı. O gece, şehit edildi ve rüyasındaki iftar için sevdiklerinin yanına gitti.