İslamiyet’in ilk yıllarında Müslümanlar müşriklerden çok eza ve cefa görüyorlardı. Sa‘d bin Ebi Vakkas’da çok eziyet çekmişti. Ashabı kiram ibadetlerini serbestçe yapamıyorlardı. Sad, birkaç sahabe ile birlikte Mekke’de Ebu Düb denilen vadide namaz kılmaktaydı. Müşriklerin ileri gelenlerinden Ebu Süfyan birkaç müşrikle beraber yanlarına gelerek onların namazlarıyla alay etmeye başladılar. Bunun üzerine Sad eline geçirdiği bir deve kemiğiyle bir müşriki başından vurdu. Böylece Sad Allah yolunda ilk kâfir kanı döken sahabe oldu.
Sad bin Ebu Vakkas, bütün gazalarda bulundu, birçok seriyeye katıldı. Savaşlarda büyük kahramanlıklar gösterdi. Mekkeli Müslümanların üç bayrağından birisi kendisine verilmişti. Bedir’de büyük kahramanlık göstermiş, İslam düşmanı Sad bin El Ası şehit etmişti. Uhud’da Efendimizin yanından hiç ayrılmamış, düşmanla çarpışmıştır. Ok atmakta çok maharetliydi, attığı her ok isabet ederdi.
Efendimiz: “Anam babam sana feda olsun” diye sadece Sa‘d bin Ebi Vakkas’a dua etmiş, bu konuda başka hiç kimseye dua etmemiştir.
Bir gün Sad bin Ebu Vakkas’ın annesi;
“Allah’ın sana akraba ile ilgilenmeyi, anne-babaya iyilik etmeyi emrettiğini söyleyen sen değil misin?” der. O da evet der. Bunun üzerine annesi şöyle der: “Sen Muhammed’in getirdiğini inkâr etmedikçe ben açlıktan ve susuzluktan helak oluncaya kadar ağzıma bir şey almayacağım. Sen de bu yüzden anne katili olarak insanlarca ayıplanacaksın.” O güne kadar annesinin hiç incitmemiş olan Sad konu İslam olunca annenin talebini kabul etmedi, ve:
“Ey anne senin yüz canın olsa ve her birini İslamiyet’i bırakmam için versen ben yine dinimden vaz geçmem. Artık ister ye ister yeme” dedi.
Sad bin Ebi Vakkas’ın annesi ile arasında geçen bu olaydan sonra, Rabbimiz evladın anne-babaya hangi hallerde itaat edeceğini, hangi hallerde edemeyeceğini ayet ile bildirir:
“Biz insana ana ve babasına iyilikte bulunmasını tavsiye ettik. Bununla beraber hakkında ilgi sahibi olmadığın (ilah tanımadığın) bir şey bana ortak koşmak için sana emrederlerse artık onlara (bu hususta) itaat etme. Dönüşünüz ancak banadır. Ben de yaptığınızı (amellerinizin karşılığını) size vereceğim.” diye Yüce Allah ayetinde bildirmiştir.